Hamileliğin 37. Haftası

Hamileliğin 37. Haftası – Artık hamileliğinizin neredeyse sonuna geldiniz. Tam 37. haftaya giriş yapmanızla birlikte önünüzde sadece 3-4 hafta gibi bir süre kaldı. 37. haftadan itibaren doğum için ön hazırlıklar da yapmaya başlayabilirsiniz. Zaten bu yazımızda sizlere hem genel olarak hamileliğin 37. haftası ile ilgili gelişmelerden hem de doğum için ön hazırlıklardan bahsedeceğiz. Hamileliğin 37. haftası ile ilgili bilinmesi gereken en önemli ayrıntı ise bu haftadan itibaren yapacağınız doğumun artık “erken doğum” sayılmadığıdır. Yani siz 37. haftada (bu hafta içinde) doğum yapsanız bile bu normal bir doğum sayılır. Dolayısıyla herhangi bir şekilde endişe etmeye gerek yoktur. Nitekim doğum süresi 40-41 hafta olarak tamamen yaklaşık olarak hesaplanmış olup, bu süre anneden anneye göre değişkenlik gösterebilmektedir.

Hamileliğin 37. Haftasında Bebeğin Gelişim Durumu

Hamileliğin 37. haftasında bebeğin ağırlığı 3 kiloya çok yakındır. Bazen bu civarda da olabilmektedir. Boyu ise 50 cm civarındadır. 5 cm daha az ya da daha fazla da olabilir. Çünkü bu söylediğimiz değerler tamamen tahmini değerler olmaktadır.

 

Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi, bebeğiniz bu hafta doğsa bile erken doğmuş sayılmıyor. Bunun nedeni ise doğduktan sonra dış hayatta yaşayabilecek kadar gelişimini tamamlamış olmasıdır.

 

Şu an sadece dış dünya için son hazırlıklarını yapıyor. Mesela İlk nefes hazırlığını yapıyor. Ciğerleri çalışıyor ve bu doğrultuda ciğerlerine amniyon sıvısı çekip boşaltıyor. Bununla birlikte başparmağını emiyor, gözlerini kırpıştırıyor, bir yandan öbür yana kaykılıyor. Bunları belki de siz zaten hissediyorsunuzdur. Ancak daha önce de belirttiğimiz gibi son haftalarda bebeğin pozisyonu değiştiği için, hareket ve tepkilerini hissetmek daha zor ve hatta olanaksız olmaktadır.

37 haftalık gebelikte bebeğin pozisyonu baş kısmının pelviste aşağı doğru inmesi ile tahmin edilir. Bu genellikle böyledir sadece genel istatistiklere göre hamileliklerin %3’ünde pelvise ilk önce bebeğin kalçaları gelir ki buna da ters pozisyon denir. Ancak bu çok düşük bir ihtimal olduğundan ve böyle bir ihtimal olması durumunda doktorunuzun bunu zaten ultrason muayenesi ile belirleyeceğinden, siz bebeğinizin düz pozisyonda olduğundan neredeyse emin olabilirsiniz.

Hamileliğin 37. Haftasında Bebeğin Hareket Durumu

 

Hareket durumu bebekten bebeğe göre değişir. Ayrıca bu durum biraz da annenin günlük yaşam tarzına, genetiğine ve daha birçok yan etkene bağlıdır. Ancak genel olarak değinecek olursak, şunu söylemek isteriz ki bu son haftalarda bazı bebekler dışarı çıkmaları yaklaştıkça biraz daha az hareket ederler. Bazı bebekler ise tam tersi daha enerjik bir biçimde hareketli olurlar. Ve şunu kesindir ki hamileliğin sonlarına doğru genellikle hareket sayısı azalır ve zaten hissetmezsiniz bile. Bu nedenle son haftalarda hiç hareket hissetmiyorsanız bile endişe etmenize gerek yoktur.

 

Hamileliğin 37. Haftasında Annedeki Değişimler ve Belirtiler

Peki hamileliğin 37. haftasında olan bir annede neler değişir, neler hisseder ve neler yaşanır.

 

Bilmelisiniz ki 37 haftalık gebelik belirtileri kişiye göre değişkenlik gösterir. Bu bahsedeceğimiz belirtilerin bazılarını haftalardır hissediyor da olabilirsiniz. Çünkü hamileliğin 37. haftasındaki belirtilerin bir kısmı klasik hamilelik süreci belirtileri ile aynıdır. Ancak bazı anne adayları bu belirtileri belki daha yeni hissetmeye başlayadabilir. Dolayısıyla hepsi hissedilecek diye de bir kaide yok. Bu kişiden kişiye göre değişkenlik gösterebilir.

 

Hamileliğin 37. haftasındaki başlıca değişimler ve belirtiler;

 

  • Heyecan – 37 haftalık gebelik kaç aylık diye merak ediyorsan, artık 9.ayda olduğunu hatırlatalım. Hamileliğinin son ayına girdin, son haftalarının içindesin. Artık heyecan dorukta! Bu haftadan itibaren bebeğin herhangi bir gün doğabilir ve bu erken doğum sayılmaz.
  • Rahim artık büyümez – Rahmin bir- iki hafta önceki ölçüyle aynı olabilir. Pubik simfizden rahmin tepe noktasına kadar olan ölçü, 37 cm, göbek deliğinden ise 16-17 cm kadar ölçülür. 37 haftalık gebelik kilosu toplamda 11.3 ila 15.9 civarında olabilir.
  • Ağrılar – Ağrılar kalçada, pelvis bölgesinde, sırtta ve bacaklarda da meydana gelir.
  • Daha rahat nefes alma – Güzel bir değişim gelişmesi ise bebeğin doğum pozisyonu alması sayesinde 37. haftadan itibaren artık daha rahat nefes alabilmek mümkün olur.
  • Sık sık idrara çıkma ihtiyacı – Bebeğin doğum pozisyonuna gelmesi nefes alabilmeniz için büyük kolaylık sağlar ancak bu yeni pozisyonu sık sık idrara çıkmanıza neden olur. Bu nedenle 37. haftadan itibaren, bu son haftalarda sık sık idrar ihtiyacının olması gayet normaldir.
  • Sancılar – Bu haftalarda artık anne adayı hazırlık sancıları ile gerçek sancıları ayırt edebilecek kadar deneyim kazanmıştır. 37. hafta boyunca genellikle hazırlık sancıları dediğimiz ve aynı zamanda yalancı sancı olarak da bilinen sancılar oldukça sıklaşır. Unutulmamalıdır ki düzenli aralıklarla, şiddeti artan sancılar söz konusu ise bu gerçek doğum sancıları olabilir ve bu durumda hastaneye gidilmesi gerekir. Bu nedenle bu dönemde anne adayının sancıları ayırt edebilmesi önem teşkil eder.
  • Klasik hamilelik belirtileri devam eder – Bu belirtilerden başlıcaları; diş etlerinin hassaslaşması, meme uçlarında sızıntı, geceleri bacak krampları, bacaklarda varisli damarlar belirmesi, karında kaşıntı ve göbek deliğinin dışarı doğru çıkması şeklinde sıralandırılabilir.

Doktor Kontrolü ve Doğuma Hazırlık

 

37 haftalık gebelikte doktorunuz vajinal muayene yapabilir. Bu muayene “pelvik muayene” olarak da bilinir ve hamileliğin gidişatının değerlendirmesinde önemli olabilmektedir.

 

Bu muayenede dikkat edilen ayrıntılardan birkaçı; amniyotik sıvı sızıntısı olup olmadığı, rahim ağzı yumuşaklığı, sertliği, incelmesi, bebeğin duruş şekli, pelvik kemiğinin şekli şeklinde sıralandırılabilir.

Doğuma hazırlık süresinde anne adaylarının hangi tür doğuma dahil olacaklarını bilmeleri de önemlidir. Çoğu anne adayı normal yani vajinal doğum yapmayı tercih eder ancak bazı durumlarda sezaryen doğum gerekli olabilmektedir.

 

  • Sezaryen doğumda cerrahi müdahale yapılır ve bebek, annenin karın duvarına ve rahmine bir yarık açılarak alınır.
  • Vajinal doğum, sezaryen doğuma kıyasla birçok avantaja sahiptir. Özellikle de sezaryen doğumdaki cerrahi müdahalede ortaya çıkması muhtemel yan problemler de önlenmiş oluyor. Ayrıca vajinal doğum sonrasında iyileşmek daha kısa zaman alır.

 

Sonuç olarak, günümüzde doğumlar genellikle vajinaldir ancak doktor kontrolüne göre de bir doğum yöntemi tercih edilebilmektedir. Bu tamamen rahim durumu ile alakalıdır. Mesela vajinal doğumun zorlu ya da olanaksız olduğu bir durumda sezaryen tercih edilir. Genelleikle rahim ağzının çok küçük ve bebeğin de çok büyük olması gibi bir durumda sezaryen tercih edilir.

Yorum yapın